
Flaubert, gerçeklikten kaçma çabasıyla, asıl dikkatin bir kişiye değil, bir orduya, bir şehir sakinine değil, bütün bir şehre, bir aşka değil, bir avuç dolusu çeşitli, şiddetli duyguya verildiği bir roman yaratır: tutku, özlem, öfke, nefret ve vahşi neşe.